Son dönemde Türkiye'de FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) adı altında gerçekleştirilen dolandırıcılık faaliyetleri endişe verici boyutlara ulaştı. Bu tür dolandırıcılıklar, masum insanların duygularını istismar ederek, yasadışı kazanç sağlama amacını güdüyor. FETÖ'nün yapısının bir arka planda kaldığı bu tür dolandırıcılıklar, toplumda büyük bir infial yaratırken, birçok insanın hayatını mahvediyor. Ancak bu dolandırıcılıkların nasıl işlediği ve ne tür yöntemlerin kullanıldığı hakkında yeterli bilgi sahibi değiliz. İşte bu yazıda, FETÖ yalanlarıyla yapılan milyonluk vurgunların karanlık yüzünü inceleyeceğiz.
FETÖ, uzun yıllar boyunca eğitim, medya ve iş dünyasında kendine yer edinmiş bir yapı olarak tanınmakta; dolayısıyla dolandırıcılık faaliyetlerinde de bu yapının tecrübelerine dayanan yöntemler kullanmaktadır. Genellikle, hedef gruplar olarak dar gelirli aileler, eğitim için yurt dışına gitmek isteyen öğrenciler ve sosyal yardıma muhtaç bireyler seçilmektedir. Bu gruplar, özellikle duygusal acılarını ve toplumsal sıkıntılarını fırsata çeviren dolandırıcıların dikkate aldığı öncelikli kesimlerdir.
FETÖ’nün dolandırıcılık yöntemlerinden en yaygın olanları, sahte yardım kampanyaları ve danışmanlık hizmetleri üzerinden yürütülen dolandırıcılıklardır. Sözde eğitim projeleri, yurtdışı burs imkanları ve çeşitli sosyal yardımlar vadeden dolandırıcılar, insanları ikna etmek için genellikle sahte belgeler ve referanslar kullanmaktadır. Bu tür dolandırıcılıklarda, mağdurların güvenini kazanmak için ilk etapta ufak meblağlarla işe başlanmakta, ardından büyük kazanç vaadi ile dolandırıcılık derinleştirilmekte ve nihayetinde ciddi maddi kayıplara yol açılmaktadır.
Dolandırıcılık olaylarının artış göstermesiyle birlikte, Türkiye’de güvenlik güçleri ve adli merciler bu sorunla daha etkin bir mücadele yürütmekte. Ancak, FETÖ’nün arka planda duran yapısı, dolandırıcıların yakalanmasını zorlaştırmakta. Mahkemelerdeki cezai yaptırımlar, dolandırıcıların genellikle düşük ceza ile kurtulmasına sebep olabiliyor. Bu da dolandırıcılık oranlarını daha da artırıyor. Öte yandan, yapılan her türlü önlem ve kampanyaya rağmen, dolandırıcılık konusunda toplum bilincinin artırılması her zaman kritik önemde.
Önleyici stratejiler arasında kamu spotları, güvenilir kaynaklardan bilgi paylaşımı ve eğitim seminerleri yer almaktadır. İnsanların dolandırıcılığa karşı bilinçli hale gelmesi, ne yazık ki bazı bireylerin duygusal durumlarını istismar eden dolandırıcıların oyununu bozmakta en etkili çözümdür. Devletin ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiği bu noktada, toplumda FETÖ ve diğer dolandırıcılık yapıları hakkında farkındalık yaratılması gerekmektedir.
Sonuç olarak, FETÖ adı altında gerçekleştirilen dolandırıcılıklar, sadece maddi kayıplara değil, aynı zamanda sosyal yapının da zayıflamasına neden olmaktadır. Dolandırıcılığı önlemek ve toplumu bilinçlendirmek için herkesin üzerine düşen sorumluluklar bulunmaktadır. Sosyal yardım projeleri ve eğitim kroniklerinin dahi sahte olabileceğini akıldan çıkarmamak, dolandırıcılık mağduru olmamak adına atılacak en önemli adım olacaktır.