Son günlerde Türkiye gündemini sarsan bir gelişme, FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in mezarının camlarla çevrilmesi oldu. Bu hamle, yalnızca fiziksel bir düzenleme olmanın ötesinde, terör örgütünün içindeki derin çekişmeleri ve tartışmaları da gün yüzüne çıkardı. FETÖ’nün, liderinin mirası ve vasiyeti üzerindeki ayrılıklar, örgütün geleceğini tehdit eden bir krize dönüşmüş durumda.
*FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in vefatından sonra, örgüt içinde liderlik ve miras konularında ciddi bir belirsizlik ortaya çıktı. Gülen’in yakın çevresi, onun vasiyeti üzerine farklı görüşlere sahip. Bazı liderler, Gülen’in ölümünden sonra izinin sürülmesi gerektiğini savunurken, diğerleri ise örgütün daha fazla dağılmasını önlemek için bir araya gelinmesi gerektiğini vurguluyor. Bu tartışmalar, yeraltındaki güç mücadelesini gözler önüne seriyor.*
FETÖ’nün içinde bulunduğu bu miras krizi, elebaşının mezarının çevresinde yaşanan olaylarla daha da alevlendi. Mezarı çevreleyen cam yapılar, simbiyotik bir dünya yaratıyor ve bu durum, terör örgütünün liderlerinin geçmişteki hatalarını sorgulamasına neden oluyor. Gülen’in kastettiği mirasın ne olduğu, kimlere bırakıldığı ve bu mirasın nasıl değerlendirileceği konuları, örgütün liderleri arasında büyük bir çekişmeye yol açtı. Bu durum ise, yeniden yapılanma çabaları ve güç gaspı girişimlerini beraberinde getirdi.*
Örgüt içerisinde farklı kanatların Gülen’in vasiyetinin içerdiği gizli detaylar üzerinde anlaşamadığı ve birbirlerini suçladığı biliniyor. İddialara göre, Gülen, yalnızca kendi ideolojisini yaymakla kalmayıp, aynı zamanda örgütün geleceğiyle ilgili bazı önemli maddeleri de içeren bir vasiyet bırakmış. Vasiyetin içeriği, kimlerin himayesi altında gerçekleşecek, kimin söz sahibi olacağı gibi soruları da beraberinde getiriyor.
Bu gelişmeler, FETÖ’nün yıkılmamak için nasıl bir araya geldiğini gözler önüne seriyor. Örgüt, hem iç mücadelelerle hem de devletin gözünden kaçmamaya çalışarak hayatta kalmaya çalışıyor. Ancak, liderinin ölümünün ardından yaşanan bu türden tartışmalar, FETÖ içindeki huzursuzluğu artırabilir. Sonuç olarak, mezarın camlarla çevrilmesi yalnızca fiziksel bir sınır koymakla kalmayacak, aynı zamanda bu türden derin meselelerin de büyümesine zemin hazırlayacaktır. Dışarıdan bakıldığında her şey yerli yerinde gibi görünse de, FETÖ’nün içinde yaşanan iç savaş, bu camların ardında gizleniyor.*
Gülen’e sadık kalanların yanı sıra, onun mirasını devralmak isteyen farklı gruplar da mevcut. Bu grupların arasındaki rekabet, örgütün bölünmesine ve içindeki sosyal yapının çökmesine neden olabilir. Yani, camlarla çevrili bu mezar, sadece bir nişan olarak kalmayacak; aynı zamanda FETÖ için bir dönüm noktası haline gelebilir. Bu gelişmeler, yalnızca FETÖ’nün kendi geleceği için değil, aynı zamanda koca bir milletin güvenliği için de son derece kritik öneme sahip.
Sonuç olarak, camlarla çevrilen mezar ve onun etrafında gelişen olaylar, FETÖ’nün içindeki kargaşayı ve belirsizliği simgeliyor. Örgüt, hem geçmişle hesaplaşma hem de geleceğe dair mücadele verme çabasında, bu türden çatışmaların üstesinden gelebilecek mi? Zaman, bu sorunun cevabını verecek gibi görünüyor. Ancak şu bir gerçek: Terör örgütünde yapılacak olan tartışmaların ve çekişmelerin, halkın güvenliği üzerinde olumsuz bir etkisi olacağından kimsenin şüphesi yok.