Yangın, insanların en büyük korkularından biri olarak bilinir. Ancak bazıları bu korkuyla yüzleşmek zorunda kalırken, bir genç adam yaşadığı ilginç ve ürkütücü deneyimiyle dikkatleri üzerine çekti. Kendini alevlerin ortasında bulan 25 yaşındaki Ahmet T., o anki dehşeti ve hayatta kalma mücadelesini şu sözleriyle anlattı: "Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim." Olay, geçtiğimiz günlerde İstanbul'un bir semtinde bulunan bir apartman dairesinde meydana geldi.
Olay, akşam saatlerinde başlayan bir elektrik arızası sonucu çıktı. Ahmet T.’nin annesi, evdeki prizlerden birinin patladığını duyduktan sonra hemen camdan dışarı çıkmaya çalıştı. Ancak, alevler hızla yayılarak bütün evi sarmaya başladı. Ahmet, o sırada evin içinde buluşması gereken birkaç arkadaşını bekliyordu. Şok içinde kalan genç adam, ne yapacağını bilemeden orada kalmaya karar verdi. Alevler kapıyı sararken, bir yandan da dumanın yoğunluğu artmaya başladı. Annesinin çığlıkları, evdeki diğer seslerle birleşerek kabus dolu bir atmosfer oluşturdu.
Ahmet, alevlerin gürültüsü ve dumanın boğuculuğu arasında, kendini o anın ortasında buldu. Olayı anlatırken gözleri doluyor ve yaşadığı korkuyu yeniden yaşıyormuş gibi hissediyordu. "Alevler o kadar büyüktü ki, onları izlemek zorunda kalmak tam bir kabustu. İçimden bir ses ‘kaç!’ diyordu ama ayaklarım sanki yere çivilenmiş gibiydi," dedi. Yangın itfaiye ekipleri gelene kadar, genç adamın vücudu yanmaya ve korkunç bir acı vermeye başladı.
Yangın kontrol altına alındıktan sonra Ahmet, hastaneye kaldırılarak acil tedaviye alındı. Vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar oluşmuştu ve yoğun bakım ünitesinde tedavi süreci başladı. Doktorlar, vücudundaki yanıkların derinliklerini gösteren ilk tetkiklerin ardından, tedavi planını oluşturdu. Ahmet’in yaşadığı psikolojik travma, fiziksel yaralarının yanı sıra bir başka zorluk yaratıcaktı. "Yanık tedavisi kadar, yaşadıklarımın psikolojik etkisi beni boğuyor. O anları düşündüğümde içim titriyor," diyor. Uzmanlar, Ahmet için özel bir psikolojik destek programı geliştirdiler ve tedavi sürecine dahil ettiler.
Yangın sonrası geçen günlerde, Ahmet’in aile üyeleri de durumu kabullenmekte zorlandılar. Yangın sırasında yaşanan korkunun ardından, evin tamiri ve yeniden inşası gibi maddi kaygılar da aileyi etkiledi. Ahmet’in anne ve babası, yerel yardımlaşma derneklerine başvurarak bu süreçte destek aradılar. Yangının neden olduğu travma, yalnızca bireyleri değil, aynı zamanda aileyi de derinden etkileyen bir durum hâline geldi.
Alevlerin ortasında yaşadığı dehşeti ve hayatta kalma mücadelesini anlatmaya devam eden Ahmet, bir gün bu durumu geride bırakıp normal hayatına dönmeyi umuyor. Heyecan verici hayalleri birikmişken, hayatının bu evresini daha güçlü birer deneyim olarak geride bırakmayı planlıyor. Yangın sonrası gördüğü destek ve ilgi ise ona yalnız olmadığını hatırlatıyor.
Yangın felaketi sonrası bazı emniyet önlemlerinin gözden geçirilmesi ve evlerde yangın güvenliği konusunun daha fazla gündeme gelmesi gerektiği ortada. Ahmet’in hikayesi, yangın güvenliğinin önemini hatırlatan çarpıcı bir örnek oldu. Olayın ardından, birçok kişi bu deneyimi paylaşarak farkındalık yaratma yolunda aktif bir rol üstlenmeye başladı. Bu tür durumlarda toplumsal dayanışma ve duyarlılık, hemen her zaman kritik bir öneme sahip.
Ahmet T., yaşadığı olayın sadece bir felaket değil, aynı zamanda toplumsal bir duyarlılık çağrısı olduğunu düşünüyor. Yangın güvenliği ve riskleri konusunda daha fazla bilinçlenmemiz gerektiğine dikkat çeken genç adam, "Kimse benim yaşadıklarımı yaşamasın,” diyor. Ahmet’in cesareti ve yaşadıkları, ardında birçok soru ve konu bırakırken, yangın güvenliği ile ilgili bilinç oluşturmak adına atılan adımların önemini bir kez daha vurguluyor. Yangınlar, bir anlık hata ya da dikkatsizlikle ortaya çıkabilir; dolayısıyla alınacak önlemler hayat kurtarıcı olacaktır.
Ahmet, yaşadığı travmayı ve zorlukları aşıp yeniden hayata atılarak bu deneyimlerini başkalarıyla paylaşmak istiyor. Yangın sonrası geçirdiği tedavi süreci ve yaşadıkları, onu daha güçlü bir birey haline getirecektir. Bu tür felaketlere maruz kalan herkese umut ve dayanışma ile yaklaşmak gerekliliği, bir kez daha dile getirilmeli. Yaşadığı korkunç olay, onun için sadece bir başlangıç olabilir. Başarılı bir iyileşme sürecinin ardından, belki de başkalarına ilham vererek hikayesini anlatmaya devam edecek.