Uzun yaşam, birçok insanın hayalidir. Dünyanın dört bir yanında insanların sağlıklarını korumak ve uzun bir ömür sürmek için diyet ve egzersiz programlarına yöneldiği biliniyor. Ancak, 100 yaşına basan iki kadın, bu yaygın inançları sarsacak iddialarda bulundu. Yazdıkları yaşam hikayelerinin merkezinde, zinde kalmanın ve sağlıklı yaşamanın sırlarıyla birlikte, bu zamana kadar unutulan bazı değerler yer alıyor. Peki, bu kadınlar uzun yaşamın sırrını nasıl tanımlıyor? Gelin birlikte keşfedelim.
Amerika'nın Ohio eyaletinde yaşayan 100 yaşındaki Mabel Smith ve Floransa'daki 100 yaşındaki Doris Johnson, son zamanlarda gazetecilerin ilgi odağı haline gelmiş durumda. Her iki kadının da sağlıklı ve dinamik yaşamları, birçok sağlık uzmanı ve araştırmacının dikkatini çekiyor. Mabel, genç yaşta geçirdiği zor dönemleri ve kayıplarını anlatarak başlıyor: "Hayatta her zorluğa karşı direnmek zorundasınız. Ben her zaman olumlu düşünmeye gayret ettim ve bu beni hayatta tuttu” diyor. Doris ise benzer şekilde, hayatının en stresli dönemlerinde sahip olduğu pozitif bakış açısının ona güç verdiğini belirtiyor.
Bu iki kadın, uzun yaşamlarının altında yatan en önemli faktörlerden birinin stres yönetimi ve sosyal iletişim olduğunu ifade ediyorlar. Mabel, yalnızlık hissinin zihin sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, "Arkadaşlarla geçirdiğiniz zaman, hayata dair umutlarınızı canlı tutar. Düzenli sohbetler, zihinsel sağlığı korur" diyor. Doris de bu görüşe katılıyor ve toplumsal bağların, stres seviyelerini düşürmede büyük rol oynadığını vurguluyor. "Aileyle ve arkadaşlarla olan bağlarımızı güçlendirdikçe, yaşam kalitemiz artıyor. Bu yüzden, iletişimi asla koparmamak lazım" şeklinde açıklıyor.
Sadece bu değil; bu iki kadının uzun yaşamın sırlarını açıklarken altını çizdikleri bir diğer konuyu da dikkate almak gerekiyor: beslenme alışkanlıkları. Mabel ve Doris, yıllarca farklı yiyecekler denemiş olsalar da, sağlıklı bir life tarzı oluşturmanın temelinde pratik ve dengeli bir beslenmenin yattığını savunuyor. İşte burada kritik nokta; katı diyet planlarından uzak durmak. Mabel, "Ben her gün kendi yapmam gerekenleri seçtim ve bunu yaparken kendimi asla kısıtlı hissetmedim" diyerek dengeli beslenmenin önemine vurgu yapıyor.
Kısacası, bu iki kadın, sağlıklı yaşam ve uzun ömür için tek tip bir beslenme tarzı ya da aşırı egzersiz yerine, huzur dolu bir yaşam sürme, stres yönetimi ve sosyal bağlantıların güçlendirilmesinin altını çiziyorlar. Gerçek anlamda bir uzun yaşamın sırrı, genellikle göz ardı edilen ve basit gibi görünen bu unsurlarda saklı olabilir. Uzmanlar, bu tür yaşam tarzlarını benimseyen insanların, daha mutlu ve sağlıklı yaşadığını; bunun da hastalıklara karşı direnç ilave ettiğini bildiriyor.
Sonuç olarak, Mabel ve Doris gibi 100 yaşında olmanın ardındaki sırların, aslında karmaşık bir formüle dayanmadığı, bilakis çok basit ve naif bir hayat felsefesine dayandığı anlaşılıyor. Evet, sağlıklı veya uzun bir yaşam sürmek için diyet ve egzersiz bir yere kadar önemli, fakat ruhsal huzur, kaliteli sosyal ilişkiler ve stresin etkin bir şekilde yönetilmesi, bunlarla birlikte düşünüldüğünde, yaşam kalitesini belirleyen asıl faktörler olarak karşımıza çıkıyor.
Bu iki kadının hikayesi, bizlere yaşamın ne kadar değerli olduğunu ve sağlıklı bir yaşam için kendimizi nasıl yönlendirmemiz gerektiğini hatırlatmakta. Yaşam felsefemizi ne kadar sade tutarsak, hayattan o kadar fazla keyif alabileceğimizi unutmamalıyız.